"Orta yaş bunalımı" olarak da bilinen kırk yaş sendromundan kadınlar kadar erkekler de etkilenir. 40 yaşına basmaktan kaçış olmadığı açık ama herkesin bu eşiği geçerkenki yaşadığı deneyimler birbirinden çok farklıdır. Bazılarımız bunun zorunlu bir şey olduğunu kabullenirken bazılarımız da yaşamını altüst eden bir kriz hali içine girer. Aşk, iş ve aile yaşamı da bu krizden ister istemez etkilenir.
Tüm bu sıkıntıların ardında esasen astrolojik bir sebep yatar: Doğduğunuz andan 40 yaşına bastığınız an arasında gezegenler yer değiştirir. Plüton ve Uranüs'ün o anki konumları aklınızdan abartılı ve mantıksız düşünceler geçmesine sebep olur.
Kırk yaş bunalımının sizi ya da bir yakınınızı nasıl etkileyeceğini merak ediyorsanız bir astrologa danışmayı düşünebilirsiniz.
Kırk yaş sendromu ve astroloji
Bu sendrom yıllar içinde yer değiştiren gezegenlerin hareketi sonucunda ortaya çıkar. Doğduğunuz andan itibaren bulundukları konumları devamlı değişim halindedir.
Ama insanlar 40 yaşına yaklaştığı zaman, Plüton yavaş yavaş yer değirdiği ve doğduğunuz anda bulunduğu konumla 40 yaşınıza bastığınızdaki konumu arasında bir Kare, yani 90 derecelik bir açı meydana getirdiği gözlemlenir. Neptün ve Uranüs'ün de başlangıç konumları arasında 90 derecelik açı vardır.
Bu astrolojik açılar yaşamımızda gerilimlere sebep olur. Bunun sonrasında benliğinizi sorgulamaya başlayabilirsiniz ama bu sorgulamalar illaki negatif yönde olmak zorunda değildir. Bu vesileyle kendinizi daha iyi tanımaya ve anlamaya başlamanız da olasıdır.
Yaşamımızda karşımıza çıkan gezegen açıları
- 38/40 yaş civarı Transit Plüton ile Natal Plüton arasında 90 derecelik açı meydana gelir: Bu açı hayatımızı altüst eder. Sahip olduğumuz değerler değişir ve her şeye farklı bir bakışla bakmaya başlarız.
- 41/42 yaş civarı Transit Neptün ve Natal Neptün arasında Kare: Ruhsal gelgitlere sebep olur. Hayal kırıklıkları ve pişmanlıkların etkileri hissedilir.
- 41/42 yaş civarı Transit Uranüs ile Natal Uranüs Karşıtlığı: Benliğin derin bir şekilde sorgulanması, bağımsızlık, özgürlük, ayrılık ve değişim ihtiyacı.
38 ve 42 yaşları arasında kişi farklı değer yargılarını ve düşünceleri benimsemeye başlar. Bu bir tür yeniden doğuştur. (Plüton). Kişi şimdiye dek yaşamadığı şeyleri deneyimlemek isteyebilir, hayalleri peşini bırakmaz. (Neptün) Hayatında radikal değişiklikler yapma ve otonom davranmak konusunda kendini hazır hisseder. Elbette etkiler, doğum haritasında gezegenlerin konumlarına göre farklılık gösterir. Sonuçlarını çok farklı alanlarda gözlemlemek mümkündür. Kişi iş değiştirebilir, çok uzak bir ülkede yaşamaya karar verebilir ya da yeni bir sayfa açmak için boşanma kararı verebilir. Bu krizin sonucunda yaşanan işten kovulma ve ayrılık gibi olumsuz gelişmeler bile kişinin belki de kendisini bulmasına yardımcı olabilir. Bu krizle baş etmek için yakınlarımızdan destek almak ya da bir terapistle görüşmek iyi bir çözüm yolu olabilir. Ama 40 yaşından sonra kişinin öyle ya da böyle farklı olduğunu kabul etmesi de önemlidir.
Kırk yaş sendromu herkesi mi etkiler?
Evet! Çünkü bahsettiğimiz bu gezegen transitleri tüm insanlar için geçerlidir. Ama etkisi kişinin doğum haritası, karakteri ve astroloji dışında eğitim, kültür ve kökeni bağlamında farklılık gösterir.
Bazı insanlar bu sendromu neden 50 ya da 30 yaşlarında yaşar?
30 yaşında geldiğimizde Satürn, Zodyaktaki turunu tamamlayarak doğduğumuz andaki konumuna geri döner. Bu, olgunlaşmanın, yetişkinliğe adım atmanın ifadesidir. Sorumluluklarımız karşısında çocuk gibi davranmamız söz konusu değildir artık. Satürn bilgeliğin gezegenidir. Eğer bu süreci yaşamakta zorlanıyorsak büyümeyi kabullenmekte sıkıntı çekiyor demektir.
50 yaşına geldiğimizde Satürn bizi daha çok destekler, daha önce cesaret etmediğimiz şeyleri yapmamıza yardımcı olur. Zihnimiz daha berraktır ve kendimizden taviz vermeyiz. Ancak 49/50 yaşlarında orta yaş bunalımı yaşayan çok insan mevcuttur. Bu kişiler kendi isteklerinin peşinden gitmemiş ve sözlerini dinlettirememiş insanlardır. Dolayısıyla 50 yaşına geldiğinde kişinin iç dünyasında fırtınalar kopmaya başlar! Ama bu noktada yalnızca astrolojinin değil başka faktörlerin de rol oynadığını unutmamak gerekir. Özellikle kadınların hormonları açısından 50 çok kritik bir yaştır, özellikle de bunun için yeterince hazır değilsek!