Geleneksel Dilek Ağaçlarının Tarihi ve Anlamı
Dileklerimiz bizi biz yapan, geleceğe umutla baktığımızın göstergesi, yarınımızı hazırlayan değerli bir enerjidir. Dilek dilemek aslında hayalini kurduğumuz bir şeyin gerçekten olmasını zihnimizde canlandırmaktan başka bir şey değildir. Dilek ağacı geleneği bizim kültürümüze Şamanizm’den miras kalmıştır. İlginçtir ki, bu gelenek sadece bizde değil, hemen hemen her toplumda karşımıza çıkar. Peki insanlar neden dilek ağaçlarına ihtiyaç duyar?
Geleceğe dair sorularınız mı var? Falcılarımızla iletişime geçin.
Orta Asya Kökeni ve Şamanizm Kültürü
Anadolu’daki dilek ağacı kültürünün kökeninin Orta Asya’daki Ovoo adı verilen ağaç ve taş içerikli tapınaklar olduğu bilinmektedir. Bu yapıtlar insanlar tarafından, Gök Tanrıya saygılarını göstermek için yüksek yerlere kurulur ve Yaradan’dan dilekler burada dilenirdi. Eskiden bu yapılara büyük saygı gösterilir, özellikle uzun yola gidenler bu yapıtlarla karşılaşırsa onun etrafında döner ve dileklerini dilerdi. Yoksa uzun yolculukların felaketle sonuçlanacağına inanırlardı. Bu inanç Anadolu topraklarında kendine yer edindi ve toplumumuzdaki en yaygın din şu an Şamanizm ya da Budizm yerine İslam olsa da insanlar Tanrı'dan yardım istemek ve dilek dilemek için hâlâ dilek ağaçlarını kullanmaya devam ediyor.
Neden Ağaçlar?
Aslında ağaç birçok toplumda bilgeliği, uzun hayatı, gök ile toprak arasındaki bağı temsil eder. Hayatın vazgeçilmezlerindendir. Bize oksijen sağlar, kavurucu güneşlerde onun gölgesine sığınırız ve bazen de bize besinler verir. Eski toplumlarda da ağaçla iletişime geçmek, onunla konuşmak ya da onun enerjisini alabilmek için ağaca sarılmak sık rastlanan bir hareketti. Bugün de stres atmak, enerjimizi yenilemek için doğayla ve ağaçlarla iç içe olmamız öneriliyor. Çünkü ağaçların enerjisi biz insanoğluna her daim iyi geliyor.
Ağaçlar aynı zamanda kutsallığa uzanan uzun ve güçlü yapılarıyla bizim isteklerimizi göğe taşıyabilir. Bu sebepten onlara bağladığımız ipler, çaputlar ya da dileklerimizi içeren kağıtlarla dileklerimizi enerjiye çevirip ağaca ve evrene iletmiş oluruz. Tibet’teki Budistler kutsal yapılarına beyaz renkli bezler bağlarlar, bunun sebebi kalplerinin saflığını temsil ettiklerine inanmalarıdır. Bunun yanı sıra Moğollar, ağaçlara gökyüzünü ve umudu sembolize eden mavi renkte ipler bağlarlar. Anadolu topraklarında ise renklilik, çeşitlilik önem taşır. Bu sebepten dilek ağaçlarımız rengarenktir.
Hıdırellez ve Dilek
Çoğumuzun bildiği ve uyguladığı bir gelenek de kuşkusuz Hıdırellez’dir. Hıdırellez, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştuğu gün olarak kabul görür. O gün geldiğinde doğayla iç içe olmalı, hiçbir canlıya zarar vermemeli ve sevincimizi başkalarıyla paylaşmalıyız. Bol müzikli ve ateşin üstünden atlamalı günde, günün en beklenen vakti olan akşam çöktüğünde gül ağacına dileklerimiz asılır. Bazı kişiler yine gül ağacının altına eğer ev istiyorlarsa kürdandan ev şekli oluşturabilir. Ertesi sabah olduğunda dileklerimiz suya atılır.
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir.
Serhât ankut beni arasın İzmir'e gelsin
İltaç yeniaydın 3 yıl önce